top of page

Yakınlarımıza Travma Sonrası Nasıl Destek Olabiliriz?

Yanında Olmak, Yargılamadan Eşlik Etmektir


Travma… Kimi zaman bir anda çöküp gelir, kimi zaman sinsice birikir. Ne zaman ve nasıl geleceği belli olmaz. Ama geldiğinde, insanın iç dengesini yerle bir edebilir.

Travma sonrası stres, yalnızca birkaç kötü gün geçirmek değildir. Derinden sarsan, zihni susturmayan, kalbin ritmini bozan bir süreçtir. Böyle bir sürece tanık olmak da, içinden geçmek kadar zordur. Sevdiklerinizin gözlerinizin önünde hayattan kopar gibi olması, onların acısıyla ne yapacağınızı bilememek... Gerçekten zor..


Peki bu süreci hem yakınımıza hem kendimize nasıl kolaylaştırabiliriz?


İşte tam da burada, destek olmak istiyorsanız, ilk adım, olağanüstü dönemlerin “normalinin” de olağanüstü olduğunu kabul etmek olmalıdır.

“Unutsun gitsin” diye bir şey yok; üç gün önce yaşanmış bir olay, dördüncü gün “hiç olmamış gibi” geçmez. Maalesef bu kadar basit değil. Ve olmamalı da. İnsan zihni bir makine değil. Kalp öylece "yeniden başlat" tuşuna basılınca toparlanmaz. Burada biraz sabır gerekli.. “Ama üzülmesine dayanamıyorum” diyorsanız, belki de önce kendinize bakmanız gerekiyordur. Çünkü bazen en büyük yardım, destek olmak için kendimizi de ayakta tutabilmektir.


ree

Acele yok, baskı yok, teselli yok


Ne acıdan hızla kaçmak mümkündür, ne de onu ömür boyu sırtlamak. Bu dalgalı denizde yapılabilecek en insani şey, ihtiyacı olanın yanında güvenli bir alan tutarak sessizce durmaktır;


Baskı yapmadan, iyileşmesi ya da birazcık daha iyi hissetmesi uğruna dahi olsa zorla kararlar aldırmadan, “Geçer” deyip geçiştirmeden.. “İyi ol artık” gibi cümlelerle ekstra yük bindirmeden.. Kimseyi ve kendimizi suçlamadan.. Ve en önemlisi, acıyı küçümseyen sahte teselliler vermeden...


Bazen en büyük destek, konuşmadan dinlemektir. Kimi zaman sadece orada olmak, her şeyden daha kıymetlidir.


“Geçecek mi?”, “Eskisi gibi olacak mıyım?”


Travma yaşayan kişinin zihni, durmadan sorular üretir: "Bu ne zaman bitecek?" "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?" "Toparlanamayacak mıyım?" "Yeniden mutlu olabilir miyim?"

Bu sorular, zihinsel bir döngü yaratır. Kendi içinde boğulmaya yol açan bir ruminasyona dönüşür. Ve burada ihtiyaç olan şey cevap değil, anlayıştır.


Gerçek şu ki: Hiçbir acı sonsuza kadar sürmez. Ama o acı içindeyken, bu cümleyi duymak bile ağır gelebilir. Zamanı geldiğinde, o acı da elbette geçer. Ama geçsin diye zorlayamayacağımız âşikâr.


Travma sonrası döneminde birine yardım etmek istiyorsak…


Önce kendi paniğimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Çünkü kontrolsüz bir iyi niyet, bazen karşımızdakini daha da yalnızlaştırabilir. “İyi misin?” “Nasılsın bugün?” “Delirdin mi, neden böyle davranıyorsun?” gibi sorular, iyileşmeyi hızlandırmaz, bir aydınlanmaya vesile olmaz, kişiyi hayata geri döndürmez. Aksine, bu sorular kişiyi kendi duygularından, başına gelenlerden utanmaya iter. Bu ise sizi temin ederim isteyeceğiniz ve iyilik haline hizmet edecek bir durum değildir kesinlikle.


Travma, zamanla değişen, inişli çıkışlı bir süreçtir. Bugün gülümsedi diye iyileşmiş değildir. Yarın ağladı diye dibe batmamıştır. Tüm bu dalgalanmalar, iyileşmenin ta kendisidir.


Sen de yorulabilirsin


Yakınını travma yaşarken görmek, seni de içten içe yıpratabilir. Bu “ikincil travma” dediğimiz bir durumu gösterir. Onun acısını izlemek, seni de çaresiz hissettirebilir. Senin yorgunluğun da geçerli, senin sınırların da önemli; süreç içinde sık sık hatırlaman gerekebilir.


En doğru destek, kendi stresini yönetebilen kişiden gelir. Çünkü ancak kendi oksijen maskeni taktıysan, başkasına yardım edebilirsin.


Elbette travma, bir dönüşüm sürecidir. Acının içinden geçenler, bambaşka biri olarak çıkabilir o yolculuktan. Ama bu yolculukta yalnız hissetmemek, belki de iyileşmenin en güçlü ilacı olabilir.


Sessizce yanında durmak, sabırla eşlik etmek, yargılamadan ihtiyacı olanın yanında vâr olmak… İyileştiriciliğinin gücünü bilene mucize ilaçlar gibidir.





 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

"Deniz Saraç Eğitim & Danışmanlık"

Tüm Hakları Mahfuzdur. © 2017-2024

Yasal Uyarı:

www.denizsaraced.com sitesinin içeriği 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar. İlgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir. Bu İnternet Sitesinin her hangi bir sayfasına girilmesi halinde bu şartlar kabul edilmiş sayılır. 

© Copyright
bottom of page