“Dünya Konuşursa…”
- Deniz Fatmanur Saraç
- 24 Nis
- 1 dakikada okunur
Yorgun zihninden düşen bir taş, akleden kalbinin tam ortasına…
Bazı sabahlar vardır, gözlerini açarsın ama açamazsın. Kuş sesleri ötmez, saat tik tak demez, dünya bir an durur gibi olur. Sanki biri seni izliyordur. Ama kimse yoktur ortada. İşte o an… içinden bir his fısıldar: “Sen mi dünyayı izliyorsun? Yoksa o mu seni?”
Ben uzun zamandır düşünüyorum bunu. Acaba dünya bir canlı mı? Yani öyle bilim kitaplarındaki gibi değil, böyle... hani bazen kalbinde bir titreme hissedersin ya, belki de o dünyanın kalbidir. Sadece senin göğsünden geçip sana uğrayan…
Bazıları buna “zîhayat” diyor, bazıları “zîşuur”…Ama ben başka bir şey diyorum:“Dünya, susan bir bilge gibi… uzun zamandır bekliyor.”
Bir çiçeği kopardığımızda içinden bir çığlık yükseliyor belki de. Bir hayvanın bakışlarında, o gözbebeklerinde dünya titriyor. Ve biz bunu duyamıyoruz çünkü kulaklarımız sadece gürültüye meyyâl...
Gün gelecek… Duymak zorunda kalacaksın. "Dabbetül arz" yerin derinliklerinden çıkacak. Belki bir kıta parçası gibi dev bir bedenle, belki bir frekansla, bir ışıkla, bir çarpıntıyla, belki de bir karınca gibi sessiz ama kesin…
Ve insanlara diyecek: “Yaptığınız her şeyin aynasıyım ben. Bana ne verdiyseniz, şimdi onu alacaksınız.”
Bazıları o sesi kelime sanacak. Bazıları titreşim… Ama anlayanlar diyecek ki:
“Bu, dünyanın kalbidir. Konuşmaya başladı.”
Bazen düşünüyorum da, dünya içindekilerin yüküyle, kendine has bir sema' içinde dönerken, biz onun en ince sızısını bile fark etmedik.
Şimdi bir presesyon dönüyor. Kutuplar değişiyor. Kıtalar yürüyor. Güneş gıcırdamakta... Sular kabarıyor. İnsanlık kendini kaybediyor kaybettikçe.
Ve tam bu anda, Dünya dönüp şöyle diyor duyanlara;
“Ben sizin düşmanınız değilim. Ama artık susamam. Çünkü siz kendinize bile kulak vermiyorsunuz.”
Olanlar olmakta.. Sen de şimdi sor kendine,
"Dünya bir şey söylüyorsa...Ben gerçekten dinlemeye hazır mıyım?"
....
Deniz F. Saraç

Comments