Birçok ebeveyn farkında olmadan kendi çocukluk hikayesini çocuklarının hikayesiyle karıştırır. Peki bu ne demek? En basit anlatımla, kendi çocukluğunuzda yaşadığınız eksiklikleri, ihmal edilmişlikleri ya da bastırılmış duyguları çocuğunuzda tamamlamaya çalışırsınız. Ama fark etmediğiniz şey, bu süreçte aslında kendi çocuğunuzun değil, geçmişteki sizin ihtiyaçlarınızı karşılamaya çalışıyor olduğunuzdur.
Çocukken mahalledeki akranlarının aksine kendisine özenli bir doğum günü partisi yapılmayan ve bunun kendisini hep eksik hissettirdiği yetişkin, bir an için siz olun. Şimdi çocuğunuza her yıl yedi düvelin davet edildiği abartılı doğum günü partileri yapıyorsunuz, öyle ki bu partiler sizin için birer şahsi telafi niteliğinde. Ancak çocuğunuz belki de sadece yakın arkadaşlarıyla sade bir gün geçirmek istiyor. İşte bu noktada -burası önemli!- geçmişte kendi hikayenizde yaşadığınız ihmallerin telafisini yaparken, çocuğunuzun gerçek ihtiyaçlarını göz ardı edebilirsiniz; acaba çocuğunuz gerçekten ne istiyor? Elbette bunun için öncelikle kendi duygu ve karşılanmamış ihtiyaçlarınızın da farkında olmanız gerekiyor.
Çocuk yetiştirirken çocuğunuz için önemli olan, kendi geçmişinize değil, çocuğunuzun şu ânına bakabilmektir. Onun ihtiyaçlarını, beklentilerini ve ritmini anlamaya çalışmak esas olandır. Çocuğunuzun ritmi nedir? Bu soru, her çocuğun farklı olduğunu ve sizin geçmişte eksikliğini hissettiğiniz şeylerin, çocuğunuz için bir eksiklik olmayabileceğini gösterir. Her çocuk, kendi bireyselliği ve karakteriyle farklıdır. Bir çocuk, dışa dönük ve sosyal bir yapıya sahipken, bir diğeri belki daha içe kapanık ve yalnız vakit geçirmeyi seven bir yapıda olabilir. Çoğu zaman bilgi olarak bilinse de, hayata geçirilmekte zorlanan önemli bir ayrıntı: Çocuğunuz sizin bir uzantınız ya da projeniz değildir. Ve çocuğunuz, sizin gibi olmak zorunda da değildir.
Kendi çocukluğunuzda ihmal edildiğinizi hissetmiş olabilirsiniz, bu neredeyse hepimizin zaman zaman başına gelen bir şeydir. ve elbette bazı durumlar, çok daha ağır olabilir. bu ihmalin çocuğunuzun yaşamına yansımasını istemiyorsanız, onun dünyasına gerçek bir merakla odaklanmanız gerekir. Onun dünyasında neler var? Mesela, çocuğunuz sizin gibi sporla ilgilenmek yerine belki sanata ilgi duyuyor. Onun bu ilgi alanını desteklemek, çocuğunuzun kendi hikayesini inşa etmesine fırsat tanır.
Çocukken size yeterince güven verilmediğini hissediyor olabilirsiniz, bu yüzden şimdi çocuğunuza çok fazla özgürlük tanımak isteyebilirsiniz. Ancak çocuğunuz, belki de o kadar fazla özgürlüğe hazır değildir ya da bu kadar geniş bir alanı kullanmak onu güvensiz hissettirebilir. İşte bu noktada çocuğunuzun ihtiyaçları ön planda olmalıdır. Onun güvenli alanını anlamak ve sınırlarını buna göre belirlemek, çocuğunuza gerçekten destek olmanın yoludur.
Çocuk yetiştirmek demek, kendi geçmişinizin gölgesinden çıkıp, çocuğunuzun kendi hikayesini yazmasına izin vermek demektir. Bunun için elbette geçmişte ihmal edildiğiniz gibi şimdi siz de kendinize öyle davranarak ihtiyaçlarınızı gözardı edip çocuğunuzun ihtiyaçlarına odaklanın ve kendi sorunlarınızı görmezden gelin demiyorum asla. bilakis, öncelikle kendi içsel çocuğumuzu da görmemiz, duymamız, ihtiyaçlarına dair şefkatli ve bilinçli olmamız gerektiğine inanıyorum. Bununla birlikte, her çocuğun hikayesi kendine özgüdür. Çocuğunuzun kendi ritmini bulmasına izin verdiğinizde, hem siz hem de çocuğunuz, daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam inşa edebilirsiniz. çocukluk geçmişte kalmış gibi görünse de herkes sağlıklı bir çocukluk hak eder ve bu bazen yetişkinlikte dahi inşâ edilebilir. her zaman dediğim gibi tek başına bununla mücadele etmek zorunda değilsiniz. gerektiğinde destek almak, herkes için en iyisidir.
Profesyonel destek taleplerinizi ve sorularınızı denizsaraced@gmail.com a iletebilirsiniz.
Sevgiyle,
SHU Aile Danışmanı
Deniz Fatmanur SARAÇ
コメント