Kırılmak Değil, Onarmamak Çürütür
- Deniz Fatmanur Saraç
- 27 Nis
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 May
İlişkiler... Dışarıdan bakınca pırıl pırıl, sağlam görünürler. Ama işin içine girince bazen fark ederiz: İçten içe çatlaklar oluşmuş. Ve eğer o çatlaklar zamanında fark edilmezse, büyüdükçe büyür, derinleşir, ilişki taşınamaz hâle gelir.

Yani, ilişkide kalplerin kırılması değil, kırıldıktan sonra nasıl onarıldığı belirler her şeyi.
Kırıklar Normaldir, Görmezden Gelmek Değil
Elbette hayat gibi, ilişkiler de mükemmel değil... Zaman zaman aile, arkadaşlık, iş ilişkilerinde kırgınlıklar, yanlış anlamalar, mânâlı imâlı susmalar, sert kelimeler olabilir. Bu, mevcut ilişkinin kötü olduğu anlamına gelmez. Aksine; bu kırılmalar, doğru onarılırsa, hangi ilişki olursa olsun ilişkiyi daha sağlam hale getirir; insanların birbirini daha iyi tanıdığı ve güvenebileceği güncel sınırlar yeniden belirlenir.
Ama ne yazık ki çoğu zaman küçük bir kırgınlık “nasıl olsa geçer” denilerek üstü örtülür. Sonra bir bakmışsınız ki, o küçük kırıklar koca bir dağ olmuş, üstünüze devrilivermiş.. Bir zamanlar göz göze bakmaya doyamadığın insanın sesi bile batmaya başlamış.
İlişkilerde kırıklar olmazsa olmaz. Mühim olan, o kırıkla nasıl yüzleştiğimiz. Görmezden mi geliyoruz? Üstünü mü örtüyoruz? Yoksa sabırla, şefkatle tamir mi ediyoruz?
Bir ilişkinin iyileşmesi için "haklı kim?" yarışına değil, "kırıldı mı?" sorusuna odaklanmak gerek.
Bazen bir "Üzgünüm, farkında değildim" cümlesi, aylarca sürecek bir sessizliği yerle bir edebilir. Bazen de bir "Sana böyle hissettirdiğim için üzgünüm" demek, yıkılan güven köprülerini yeniden inşâ eder.
Kolay mı? Tabii ki değil. Kırıkları onarmak, bazen kalbimizi yeniden açmak, bazen gururumuzu yumuşatmak demektir. Ama gerçek sevgi, kırıklardan korkmaz, inşâ eder. Tamir eder. Güveni yeniden örer. Şu da bir gerçektir ki, bazı ilişkilerin zannettiğiniz kadar sevgi ve dostluk içermediğini de hayat size öğretecektir. Oysa sevgi, onarmaktan geçer.
Bir ilişkiyi yaşatmak, deniz kabuklarını birleştirmek gibidir: Biraz dikkat, biraz sabır, bolca sevgi lâzım...
İlişkiler; kırılınca bitmez, onaramayınca biter.
Bazen bir “Özür dilerim” demek, bir helallik istemek; binlerce savunmadan daha güçlüdür.
Sevdiklerimizin kalbinde kalmak istiyorsak, kırıkları görmeli, hissetmeli ve usulca, sabırla onarmalıyız. Elbette onlar da hâlâ sizinle görüşmek istiyorsa; kalplerinde gerçekten sevmeye dair bir beceri ve istek kaldıysa...
Çünkü günün sonunda, en kıymetli şey, kırıldığı halde hâlâ sevilen, sevebilen, hâlâ size sarılabilen bir kalptir..
Ne kadar da nadir bulunan bir şey...
Deniz F. Saraç, Aile Danışmanı
Comments