Her evlilik zaman zaman zor dönemlerden geçebilir. Böyle dönemlerde, içinizden geçenleri, öfkenizi, kırgınlıklarınızı, hayal kırıklıklarınızı eşinizle sağlıklı bir şekilde konuşamıyorsanız, yaşadıklarınızı diğer aile üyelerine anlatma ihtiyacı içine girebilirsiniz.
Elbette içinizi dökmek için en kötü seçenek elbette kendi çocuklarınızdır; diğerleri ondan birkaç tık daha az kötüdür, diyebiliriz.🙃
Sorunlarınızı paylaşırken, can acısıyla çok fazla seçici olamayabilirsiniz ve kötü duyguları ilk bulduğunuz yakın limana boşaltmak kolay gelebilir. Fakat bunun bedeli, sandığınızdan daha kötü de olabilir.
Özellikle aile bireyleriniz (anne, baba, kardeşleriniz) aşırı korumacıysa, sizin içiniz eşinize karşı zamanla ısınsa bile onlar karşı tarafa kin gütmeye devam edebilir, sizin ilişkide kalma sebeplerinizi anlamayarak size olumsuz düşünceler yükleyebilirler.
Bir diğer olasılık, aile bireylerinizin destek çağrınıza duyarsız kaldığı, sizi korumak yerine ilişkinizi ve partnerinizi koruduğu durumlardır ki, kök ailenizin en ihtiyaç duyduğunuz anda size destek vermemesiyle karşılaşabilirsiniz. Bu durum, partnerinizin verdiği acıdan daha büyük bir acıya neden olabilir hatta asıl olayın üzerine çıkacak kadar sizi yaralayabilir; tarafların öncelikleri farklıdır, aslında çoğu zaman sizi sevmedikleri veya istemedikleri anlamına gelmez; yanlış bir strateji ile sizi korumaya çalışıyor olabilirler.(Olabildiğince hüsnüniyetli yorumlamaya çalışıyorum).🙂
Eşinizle sorunlarınızı anlattığınız "yakın arkadaşlar" kategorisi, insan sayısı kadar risk içerir. Burada çevrenizdeki insanlarla ilgili bilinçlenmeniz, "en iyi dostum" dediğiniz kişiler söz konusu olduğunda bile, zaruridir.
"Sizi olumsuz güdülemeyen, senaryoyu felaketleştirmeyen, şüphe tohumlarını kalbinize atmayan, olayı siz unuttuğunuzda sizinle birlikte sonsuza dek unutacak olan ve bir daha lafını açmayan, sonrasında iğnelemeyen, aranız bozulduğunda başkasına aktarmayan" gibi kriterlere sahip olmalıdır arkadaşınız..
Bir sıkıntı olduğunda herkese her şeyi anlatamayacağımız gerçeği, yetişkin bilincinin bir parçasıdır. Maddi manevi destek ihtiyacınız olduğunda, bunu içinizin ve ilişkinizin tüm detaylarını diğerlerine anlatmadan da yapabilirsiniz.
İnsanlar genelde birbirlerinden şikayet ederken, "O da hiçbir şeyini anlatmıyor" derler; İyi yapıyor, "O" her kimse! Birine içtenlikle destek olmak için, onun duygu ve durumunu görmek yeterlidir; detayları vermek isterse verir, gerisi bizim merakımızdır. Merakımızın o kişiye bir faydası yoktur.
İçimize mi atalım, peki; sır küpü mü olalım? Hayır. Güvenli alanlar, güvenli dostluklar inşa edin. En az bir kişi, etrafınızda içinizi açabileceğiniz biri olmalıdır. Ancak dediğim gibi, kriterlere sahip olmalısınız. Aksi halde, anlık fayda, ömürlük zarara dönüşebilir.
Sosyal destek önemli, ancak bazen yetersiz kalabilir. Bu durumlarda, yalnız başınıza baş edemiyorsanız lütfen profesyonel destek alın. Profesyonel yardım almak için illaki hasta, deli olmanız veya tükenmişlik yaşamanız gerekmez; hatta böyle olmamak için gitmelisiniz.
Çocuklarınız varsa, onlarla eşiniz hakkında dertleşmeniz neredeyse bir istismar davranışı sayılır.
Çatışma anlarında ana-baba-çocuk üçgenlerinden, kutsal ittifaklardan sonra bahsederiz, fakat eşinizle olan sorununuzu çocuğunuzla konuşmanız, eşinizi şikayet etmeniz, çocuğun yanında ya da özel olarak eşinizin hoşlanmadığınız yanlarını çocuğunuza bir cümle yahut kaş göz devirme ile ifade etmeniz bile istismar olabilir. Böyle anlarda ebeveynlik sorumluluğu ile çelişen bir şey yaptığınızı bilmelisiniz.
Mükemmel ebeveynlik diye bir şey yoktur. Ebeveynlik, hatalar kulübünün daimi üyesi olmak gibidir. Ancak, bazı hatalar asla yapılmamalıdır; örneğin, eşinizle olan cinsel problemleri çocuğa imâ yoluyla bile olsa aktarmak... Aranızın kanlı bıçaklı olduğu kişi sizin partneriniz fakat dinleyen kişinin ise ana ya da babası! Ve o çocuğa ana babasının asla bilmek zorunda olmadığı hallerini anlattığınızı kabul edin.
Ebeveynlerin çocuklarından, sorunlarıyla ilgili arabulucu gibi davranmalarını açık ya da örtülü olarak istemeleri, ima etmeleri de bir istismardır. Hiçbir çocuğa hiçbir ebeveyn bu sorumluluğu yükleyemez.
Çocuklarınız sizin psikologunuz, arkadaşınız, arabulucunuz ve hatta ana babanız olamaz. Eğer böyle bir rol yüklemeye çalışıyorsanız, çocuğunuzu istismar eden bir ebeveyn olmaktasınız.
Geçmişte size aynısını yapan bir ebeveyne maruz kalmışsanız, bu durum yaralayıcı olmuş olabilir. Yeterince yetişkin olduğunuzda, kendi ebeveyninize olan öfke ve ihtiyaçlarınızı görüp barışarak kendi gücünüzü geri çağırmalı ve yaralarınızı iyileştirmek için sorumluluk almalısınız.
Yanlış anlaşılan bir konu daha vardır; bazı kişiler, "biz çocuğumla/ebeveynimle arkadaş gibiyiz" ifadesini kullanır. Ne kadar hoş ve masum geliyor kulağa... Ama bir sorum var: Bu kişi senin arkadaşın ise, çocuğun kim?
Bu kişi senin arkadaşınsa, annen/baban nerede?
"Aynı kişi" cevabını veriyorsanız, ilişkinizde sınır-saygı problemleri olup olmadığını gözden geçirin. Sözünüzü dinletmekte zorlanıyor musunuz? Çocuğunuz sizden durup duruken uzaklaşmaya mı başladı?
Bu durumun, özellikle çocuklar açısından, bilinçdışında görünmez bir yükü vardır. Ebeveynini anne/baba pozisyonunda görememek, onları arkadaş, abla, abi gibi görmek çocuğun bilinçdışında ciddi rol karmaşasına ve acıya neden olur. Böyle çocuklar,anne babalarının ebeveyni gibi hissedebilirler. Bu, istenmediğimiz bir durumdur ve kaçınılması gereken bir rol karmaşasına neden olur
Çocuklarınızla arkadaşça sohbetler, yakınlaşmalar, paylaşımlar elbette yapın; ancak kesinlikle bilin ve şu mesajı da onlara verdiğinizden emin olun: Siz ebeveynsiniz, o çocuk. Siz bu sorumluluğu ve gücü, çocuk da bu güveni ve konforu hissetmelidir.
Çocuklarınızın akranı gibi davranmak yaygın ve kulağa hoş gelen bir istismar şeklidir, ancak bir istismar olduğunu gerçeğini değiştirmez. Çocuklarınıza rol model olun, rehber olun, ana baba olun, güvenli alan olun; inanın başka bir şeye ihtiyaçları yok.
Çocuklarınız sokağa çıktıklarında başka arkadaşlar bulabilirler, ama bir ana baba bulamazlar. Ana baba ihtiyaçları asla bitmez; bu ihtiyacı onların elinden iyi niyetle de olsa almayın.
Zamanla çocuklar, bu ihtiyaçları ana baba yerine koyacakları sağlıksız partnerlerle telafi etmeyi seçebilirler.
İyi de, bu çocuğun zaten bir ana babası vardı, değil mi? Bu durumun farkında olmak ve ebeveyn olarak çocuklarınıza ihtiyaç duydukları rehberlik ve desteği sağlamak, onların sağlıklı birer birey olarak büyümelerine yardımcı olacaktır. Bu bilinçle hareket ederek, ebeveyn-çocuk ilişkisini sağlıklı bir temelde sürdürmek önemlidir.
Aile Danışmanı Deniz F. SARAÇ
(Randevu ve bilgi için iletişim sayfasını kullanabilirsiniz.)
Comments