top of page

Ebeveyninden Stres Yönetimi ve Duygu Regülasyonu Öğrenemeyenler Kulübüne Selâm!

Yazarın fotoğrafı: Deniz Fatmanur SaraçDeniz Fatmanur Saraç

Düşünsene, sürekli dolup taşan bir bardak gibisin. Hayat koşturmacası, iş, ev, ilişkiler… Derken bardak doluyor, taşıyor, ama sen o taşma anında ne yapacağını bilemiyorsun. Öfke, kaygı, hüzün… Hepsi birbirine karışıyor. İşin aslı, çoğumuz bu duyguları nasıl yöneteceğimizi bilmiyoruz. Peki, neden böyleyiz? Bunun kökleri çocukluk yıllarımızda, ailemizden aldığımız duygusal mirasta gizli olabilir mi?


Hadi biraz geçmişe gidelim.. Anne babamız, çocukken duygularımızı nasıl yönetmemiz gerektiğini öğretmek için harika birer rehber olmalıydı. Ama ya onlar da bu becerilere sahip olmak şöyle dursun, çocukluk çağlarımızdaki keskin sirke sinir küpü ve ya depresif bölüm sonu canavarı ise?? Çoğu insan gibi, belki onların ebeveynleri de bunu öğret(e)medi; yani onlar da bu karanlık aile mirasını bir önceki sezondan devralmış olabilir mi? İşte, duygusal yönetim, sevgi akışı, öfke kontrolü vs konusunda dev bir boşlukla büyüyen nesiller böyle böyle ortaya çıktı.


Biraz daha somut hâle getirmek için sizi çok tetiklemeyecek ir örnekle anlatmaya çalışayım. Diyelim ki küçük bir çocuk bir sebepten üzgün hissediyor. Annesi ya da babası “Aman, ağlama. Koca çocuk oldun, ne var bunda üzülecek?” derse, bu çocuğa şu mesaj gidiyor: “Üzülmek kötü bir şey. Hissediyorsan da gösterme.” O çocuk, ileride yetişkin olduğunda, yaşadığı streste, üzüntüyle, yoğun duygularla ne yapacağını bilemez hâle gelebilir. Bu elbette bir tek olayla değil, devam edegelen sayısız benzeri olayla şekillenir ve yerleşir. Sonunda bu kişi duygularını anlamaz, bastırır ya da durup durup patlar.


Peki bu döngü bir yetişkin olarak hayatımıza nasıl yansır? İşte bu sorunun cevabını çoğu zaman öfke krizlerinde, depresif ruh halleriyle boş gözlerle tavanı izlerken ya da “Ben neden böyleyim?” diye kendimizi sorgularken buluruz. Gerçekten buna mahkum muyuz?


Tam burada güzel bir haber vereyim: Bu döngüyü kırabiliriz! Çocuklukta öğrenemediğimiz şeyleri yetişkinlikte öğrenmek mümkündür. Stresi yönetmek, duyguları regüle etmek bir kas gibidir. Üzerinde çalıştıkça güçlenir. Ama elbette biraz çaba, bildiklerini değiştirecek ve yeni nöron ağları, yeni davranış kalıpları, yeni cümleler ve bakış açıları ile güçlü ve devamlı bir emek sarf etmeyi göze alarak...


Stres Yönetimi ve Duygu Regülasyonu www.denizsaraced.com
Stres Yönetimi ve Duygu Regülasyonu www.denizsaraced.com

İşe farkındalıkla başlayabiliriz. Hangi durumda ne hissettiğini kendine sor. “Tam şu an ne hissediyorum?” ve “Neden böyle hissediyorum?” sorularıyla başlayabilirsin. Mesela, "Şu an öfkeliyim çünkü işlerim yetişmiyor." ya da “Kendimi dışlanmış hissediyorum çünkü fikirlerime değer verilmiyor.” diyerek duygularını adlandır. Adlandırmak, yönetmenin ilk adımıdır. Duyguları adlandırmakta çok iyi değilsen, duyguların isimlerini öğrenmekle başla. Bu konuda şiddetsiz iletişimin duygu listesi sana yardımcı olabilir; danışanlarıma önerdiğim listenin linkini şuracığa ekliyorum.


Bir diğer etkili yöntem ise nefes egzersizleri. Evet, kulağa klasik bir tavsiye gibi geliyor ama bilimsel olarak etkili. Derin bir nefes al, sonra yavaşça ver. Bu, sinir sistemine “Sakinleş, tehlike yok” mesajını iletir. Basit ama etkili. Bu konuda belki ilerleyen günlerde kitaplar önerebilirim.


Eğer bu süreçte zorlanıyorsan, yardım almak utanılacak bir şey değil. Bir danışman, bir psikolog ya da samimi bir dost, bu yolculukta sana eşlik edebilir. Ayrıca, bu gelişim yolunun çok başındaysan kendine anne-baba rolünü üstlenebilirsin ama bunu da çok uzatmanı istemem zira bu yazıyı okuyan kişi olarak muhtemelen yetişin birisin; artık kendine şefkat ve bakım verecek ve bir anne baba aramayacak kadar büyümüş olmanı dilerim.. Çocukken duyduğun o eksik destekleyici sesi şimdi kendine verebilirsin: “Tamam, zorlanıyorsun. Ama geçecek." demek burada iyi gelecektir.

Şu da bir gerçek; hemen bir günde, bir seansta, bir Orhan Pamuk romanında olduğu gibi bir kitap okuyup bir günde değişmek ya da her şeyin yoluna girmesini beklemek gerçekçi değil. Ama kendine her gün biraz daha şefkat göstermek, adım adım ilerlemek mümkün. Duygusal kaslarını güçlendirdikçe, bardağı taşırmadan durmayı elbette öğreneceksin.


Buraya kadar okuduysan, artık anne babanı suçlamanın hiçbir işe yaramayacağını da farkedenlerden biri olma yolunda ilerliyorsun demektir... ve belki de bu döngüyü kıracak kişi, sensin. Bu bile başlı başına bir zafer değil mi? Kendine iyi bak ve unutma: Her duyguyu hissetmek normal, ama o duyguları yönetmek senin elinde! 😊06/01/2025




SHU Aile Danışmanı

Deniz Fatmanur Saraç

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

"Deniz Saraç Eğitim & Danışmanlık"

Tüm Hakları Mahfuzdur. © 2017-2024

Yasal Uyarı:

www.denizsaraced.com sitesinin içeriği 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar. İlgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir. Bu İnternet Sitesinin her hangi bir sayfasına girilmesi halinde bu şartlar kabul edilmiş sayılır. 

© Copyright
bottom of page